. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Gençleşemeyen Avrupa ve genç Türkiye

 

İkinci kez anne olmaya hazırlanmamın bu durumla ilgisi var mı bilmem ama dünyadan gelen nüfus haberlerini dikkatle takip ediyorum nicedir.

Hangi ülkede nüfus artıyor, nerelerde tehlikeli biçimlerde inişe geçmiş merakla inceliyorum. Bilhassa Avrupa da çalan tehlike çanları ilgi çekici, düşündürücü. Yaşlı kıta olarak bilinen Avrupa kıtası hızla ve görünür biçimde yaşlanıyor, yeni kuşaklar arasında doğum oranları düşüyor. Kuzey Avrupa ülkeleri ve Almanya bir süredir nüfusun yeterince artmamasından muzdaripti, malum. Ama şimdi ilk defa Güney ve Doğu Avrupa da doğum oranları 1,3 ün altında kaldı. Bu oran önümüzdeki 45 sene içinde son derece ciddi toplumsal, ekonomik ve siyasi değişikliklere yol açabilecek nitelikte ve vahamette.

Düşünün, İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa nüfusu dünya nüfusunun 12,5 ini temsil ediyordu. Bugün bu oran 7,2 ye düşmüş durumda. Avrupa kıtasının aldığı tüm göçlere, göçmenlere rağmen. 2050 senesinde dünya nüfusunun sadece yüzde beşi Avrupalı olacak. Mesela İtalya gibi tipik bir Güney Avrupa ülkesinde ortalama bir ailenin iki çocuğu vardı, bundan çok değil kırk-elli sene evveline kadar. Şimdilerde bu oran 1,3. Pek yakında 1 olması bekleniyor. Yani ortalama her ailede bir çocuk.

Aslında Avrupa kıtası genelinde üç ana eğilimden söz etmek mümkün. Bir tarafta eski komünist ülkelerdeki nüfus değişimi var. Mesela Bulgaristan. Nüfusunun 8 milyondan 5 milyona düşmesi bekleniyor. (Sovyetler Birliği de dahil olmak üzere pek çok eski komünist ülkede nüfus düşmekte). İkinci kategoride Almanya ve Avusturya var. Onlar başlı başına ayrı birer vaka. Buralarda çocuk sahibi olmamayı seçen, yani baştan bu tercihi yapan evli kadın ve erkek oranı hayli yüksek (kadınlar arasında yüzde 28). Avrupa genelinde görülmeyen bir durum bu. Almanya da kadınlar anne olmak istemiyor. Bir de üçüncü eğilim olarak Akdeniz ülkelerindeki düşüş ele alınıyor. Bilhassa İtalya, İspanya ve Yunanistan, Avrupa kıtası içinde ailenin daha ön planda olduğu ülkeler olarak bilinirdi. Ancak şimdi buralarda da ciddi bir nüfus azalması söz konusu. Uzmanları kaygılandıran temel gelişmelerden biri bu. Bir yandan da Avrupa nın bu genel gidişatına hiç uymayan bir başka istatistik var: Göçmenler arasındaki nüfus artışı. Bilhassa Müslüman ya da Katolik göçmen toplulukları arasında nüfus düşmek bir yana, artıyor. Önümüzdeki dönem Avrupa nın çehresini değiştirebilecek gelişmeleri beraberinde getirerek.

Siyasetçilerin, diplomatların ve günün haberlerini takip eden nice gazetecinin göz ardı ettiği nokta burada. Avrupa "olmuş bitmiş bir yapı ya da kalıp" değil. Avrupa aslında halen oluşmakta olan bir proje. Ucu açık, sonu belirsiz. Önümüzdeki elli sene Avrupa son derece ciddi toplumsal ve kültürel dönüşümlere sahne olacak. Bizleri de yakından ilgilendiriyor tüm bu dönüşümler. Bu arada Türkiye nin kendi nüfus artış oranını azaltması, kaderciliğe değil bireye ve bireyin özgürce yetişmesine önem vermesi, gençlerine daha kaliteli, eğitim seviyesi daha yüksek ve daha çok seçenekli bir hayat sunabilmesi elzem. Eğer önümüzdeki elli sene içinde bunu yapabilirsek bu ülkenin yetiştirdiği gençlere Avrupa nın da ihtiyacı olacak.

 

01 Temmuz 2008

 

İzlenme : 2860
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us