. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Felaket ekonomisi

 

Dünya peş peşe doğal felaketlerle sarsılırken, bu hafta sonu Boston Globe da düşündürücü bir ekonomik inceleme yazısı yayınlandı.

Felaketlerin uzun vadede bir ulusun ekonomisine ve toparlanmasına nasıl katkıda bulunduğuna dair. Doğrusu hazmı kolay olmayan bir yazıydı. On binlerce insanı bir anda öldürüveren, yaralayan, evsiz bırakan deprem, tsunami ya da diğer doğal afetlerin neresinde nasıl pozitif bir yan bulabiliriz ki? Ama işte "felaket ekonomisi" diye anılan yeni bir tür doğmakta üniversitelerde. Ekonomistler, giderek bu konuda daha fazla düşünmek durumunda hissediyorlar kendilerini. Aslında 1950 lerde ortaya atılan bir kavramdı bu. O zamanlar Soğuk Savaş ve nükleer felaketler üzerinden yapılan analizlere "felaketler sonrası insanlık nasıl toparlanır?" sorusunu soran uzmanlar da katılıyordu. Sonra 1970 ler ve 80 lerde tavsar gibi oldu bu branş, ta ki günümüzde yeniden canlanıncaya kadar. Şimdi bir yandan terör saldırıları, savaş ihtimalleri, medeniyet çatışmaları tezleri... Bir yandan tsunami, deprem gibi doğal felaketlerin art arda yaşanıyor olması felaket ekonomisi tezlerine duyulan ilgiyi artırmışa benziyor.

Doğrusu ancak zaman denilen mefhuma daha geniş bir açıdan bakınca söz konusu ekonomistlerin ne dedikleri daha iyi anlaşılıyor. Özetle şunu söylüyorlar: Binaları, yolları, barajları, en temel yapıları yerle bir edecek kuvvette bir deprem ya da felaket sonrasında ülkelerin çok daha iyi bir teknoloji, daha ileri bir zihniyet ve esneklikle yeniden yapılanma sürecine girdikleri gözlemlenmiştir. Dünyanın bu noktalarına para, yardım, yatırım ve insan akışı hızlanmış, tıpkı bedenin bir yarayı iyileştirmesi gibi dünyanın kanayan yerleri kendilerini hızla onarmaya girişmiştir. Keza Çin de yaşanan acılar, uzun vadede bu ülke için son derece olumlu bir atılımı bağrında saklıyor.

İşin ilginç yanı gene bu hafta bizzat Çin hükümeti tarafından açıklanan bir rapor bu savı doğrular nitelikte. Raporda yeniden inşa sürecinde Çin e çok sayıda yatırım yapılmasının ve ekonomide büyük bir canlanma yaşanmasının beklendiği, büyüme hızının artacağı dile getiriliyor. Tüm bunları bir nebze de olsa şüpheyle karşılamak hakkımız. Üstelik ağır bir trajedi atlatan Çin halkına moral vermek için kimi açıklamaların, olduğundan pozitif gösterilerek yapıldığı da düşünülebilir. Gene de felaketler ve trajedilerden sonra insanların, insanlığın hızla toparlandığına dair kuvvetli kanıtlar var elde. Üstelik sadece günümüze özgü değil felaketlerden sonra yeniden yapılanma ve ilerleme ihtiyacı. Ortaçağlarda tüm bir Avrupa kıtasının nüfusunun üçte birini öldüren veba salgını sonrasında da Avrupa da benzer bir canlanma olmuştu. Hem teknoloji ve tıp alanında ilerlemelerin önü açılmış, hem de sanatta, felsefede, eğitimde muazzam ilerlemeler kaydedilmişti.

Bununla beraber felaket ekonomisi denilen alana son derece eleştirel yaklaşan kalemler de var. Mesela gazeteci-yazar Naomi Klein Şok Doktrini: Felaket Kapitalizminin Yükselişi adlı bir kitap yayınladı ve burada büyük şirketlerin, birinci dünya hükümetlerinin ve hatta büyük yardım kuruluşlarının dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan doğal afetleri Pazar ekonomisinin büyümesi için bir fırsat saydıklarını ve bundan kâr elde ettiklerini söyledi. Dolayısıyla yeni başlayan bir tartışma var ortada.

Fakat son tahlilde galiba uluslar da bireyler gibi. Nasıl ki kendi bireysel hayatlarımızda yaşadığımız iniş çıkışlardan, dibe vurup parçalanmalardan güçlenerek çıkıyorsak, kolektif ve makro düzeyde de benzer toparlanmalar oluyor, olabiliyor aslında. Her yıkım beraberinde bir doğumu getiriyor. Makro düzeyde bunu görmesi daha zor. Analizi daha karmaşık olsa da.

 

08 Temmuz 2008

 

İzlenme : 2949
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us