. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Türkçenin en büyük şairi kim?

 

Milliyet gazetesinin aylık kitap eki, son sayısında sanat ve edebiyat çevrelerinde hayli ses getiren bir soruşturma yürüttü: "Sizce Türkçenin yaşayan en büyük şairi kim?"

Bundan kırk sene evvel Dağlarca için kullanılan Yaşayan En Büyük Türk Şairi değerlendirmesinin bir nevi devamı olan bu çarpıcı soru farklı farklı kesimlerden gelen yazar, çizer, eleştirmenlere soruldu. Elli kişilik jüride herkes kendine göre (ve birbirinden habersiz) cevapladı. Sıra bana geldiğinde doğrusu bir tereddüt yaşadım. Zira edebiyat söz konusu olduğunda, "en büyük", "en ünlü", "en iyi" gibi yakıştırmalardan mümkün mertebe uzak durmak gerektiğine inanırım. Nedir bir yazarı diğerinden "başarılı" kılan? Çok satması mı? Çok tutulması mı? Fazlasıyla bilinmesi mi? Yoksa yeterince bilinmemesi mi? Nasıl hiyerarşik bir sıralamaya tabi tutabiliriz ki yaptıkları iş ve bizzat varlıkları gereği hiyerarşilere uymayan, kaplarına sığmayan sanatçıları?

Öte yandan Milliyet Kitap, çok beğenerek, takdir ederek okuduğum bir dergi. (Keza Milliyet Sanat dergisi de bu anlamda başlı başına bir duruş sergiler. Bir yandan sanatı sırça köşklerde sadece elit kesimin konuştuğu bir "lüks" olmaktan çıkaracaksın, bir yandan düzeyi düşürmeyecek, çıtayı hep yüksekte tutacaksın. Edebiyatı sevdirirken kaliteyi bozmayacak, ayağa düşürmeyeceksin. Kolay bir denge değil bu.) Soruşturmada, ben oyumu Sezai Karakoç tan yana kullandım. Çok sevdiğim halde seçemediğim nice kıymetli şairde kalsa da aklım, kelimeleriyle bende senebesene derin iz bırakan Sezai Karakoç un adını zikrettim.

Sonra soruşturmanın sonucu açıklandı. Türkçenin yaşayan en büyük şairi oyçokluğuyla Gülten Akın olmuştu. Ve ben o zaman kendi oyum farklı olduğu halde gülümsemeden edemedim. Sevindim, çocuk gibi. Bir kadın şairin ama bilhassa Gülten Akın ın seçilmiş olması ne güzel, ne kadar isabetli! O her ne kadar "Ah kimsenin vakti yok / İnce şeyleri anlamaya" dese ve böyle demekte yerden göğe kadar haklı olsa da, bilmeli ki bu ülkede kaç kuşak insan Gülten Akın ın incelikli dizelerini okudu ve okuyor.

Yüksekten bakmayan, okurunu kendinden aşağı görmeyen, gürlemek yerine fısıldamayı tercih eden, öğretmek yerine paylaşmayı seven, mürekkebini hınç hokkasına değil, sakin ve kendinden emin bir bilgelik deryasına bandırarak yazan, dostane, mütevazı; ama bir o kadar zeki, çakmak çakmak eleştirel bir sestir Gülten Akın ın şiirleri edebiyat tarihimizde. Varlığı bizim için feyz ve ilham kaynağıdır.

Bir şey daha var: Bilen bilir, güzel yaşlanmak edebiyat aleminde herkese nasip olmaz. Ne yazık ki şair olsun, yazar olsun, eleştirmen olsun, kadın olsun, erkek olsun, hepimizi bekleyen bir tuzaktır yaşlanırken sirkeleşmek. Ne çabuk kararır yüreğimiz. Kızar, köpürür, kıskanır, söylenir; gençlerin bizi anlamadığını, yaşıtlarımızın bizi sevmediğini düşünür, ha bire şüpheler ve garezler besler, başka yazar ve şairlerin başarılarını bize yapılmış bir haksızlık gibi algılarız içimiz sirkeleşince. Ben-merkezci bir uğraştır edebiyat. Nefsini kabartır kişinin. Her yazar ve şairde az da olsa vardır bu sirkeleşme temayülü. Kiminde az, kiminde fazla. Ama işte Gülten Akın bütün bunların çok ötesinde duran, tamamen dışında kalabilen nadir sanatçılarımızdan biridir. O, güzel yaşlandı. Aslında hiç yaşlanmadı ki! "Deli Kızlar" yaşlanır mı hiç?

Bugün bir Gülten Akın şiiri okuyun. "Ben yalnızlığımı gözlerim gibi taşıdım / Unutmak olmazdı unutmadım" diyen sıcacık sesini duyun yüreğinizde. Yaşadığınız şehrin kumunu yollayın ona. Sevgiyle...

 

23 Aralık 2008

 

İzlenme : 3349
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us