. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Hindistan ın sesleri

 

Ben bu yazıyı kaleme alırken Mumbai de yaşanan terör dalgası henüz sona ermemişti. Daha hâlâ esirler vardı otel odalarında. Daha hâlâ tam olarak anlaşılamamıştı olayın büyüklüğü, karmaşası, korkunçluğu. Amerikalılar için 11 Eylül ne ise, ne ifade ettiyse, Hindistan için de Mumbai de yaşananlar aynen öyle diyordu bir Hintli yetkili kameralara. Bu geniş ve yaşlı ülkeyi değil sadece, aslında tüm dünyayı derinden sarsan saldırıların, şiddet eylemlerinin gölgesinde.

Peki bizler, memleketçe ne kadar tanıyoruz acaba Hindistan ı? Mesela biz Türk yazarları ne kadar biliyoruz Hindistan edebiyatını? Okuyor muyuz ekserisi İngilizce yazmayı tercih eden yazar ve şairlerin yapıtlarını? Türkiye de ortalama insanın aklına ne geliyor Hindistan dendiğinde? Ya da basınımızda nasıl ele alınıyor Hindistan? Hep Batı ya baktığımız, bakmaya alışkın olduğumuz için farkında bile değiliz Hindistan konusundaki cahilliğimizin. Ne yazık ki aslında çok az tanıyoruz bu devasa ülkeyi. Derine işlemiş ve sürekli bir duyarsızlığımız var. İlgisiziz. Bizler için Hindistan birkaç klişeden ibaret. Renkli sarilere bürünmüş kadınlar, bir deri bir kemik yaşamayı tercih eden, alabildiğine mistik suretler, kalabalıklar, yoksulluk, solgunluk... İneklere tapıyorlarmış, yolda inek görseler arabayı durduruyorlarmış... dışında pek bir şey bilmiyor, bilme gereği duymuyoruz.

Halbuki biz bu klişeleri üretirken Hindistan, başdöndürücü karmaşası, iç içe geçmiş renkleri, sesleri ve yankılarıyla, bitmez çelişkileri, dilleri, dinleri, sanatıyla ve son zamanlarda bilhassa genç kuşakların yarattığı ivmeyle alıp başını yürümüştü. Dünyanın merkezinin Çin e ve Hindistan a doğru kaydığını yazıyordu uzmanlar. Bilhassa son on senede muazzam bir rol oynamaya başlamıştı Hindistan dünya siyasetinde, ekonomisinde ve kültüründe.

New Yorker dergisinin son sayısında Naipaul hakkında çarpıcı bir saptama vardı. Dünya edebiyatıyla ilgilenen herkes için düşündürücü olabilecek bir saptama. Yazarın bir değil, iki ayrı sesi olduğu söyleniyordu yazıda. Birbirine uymayan, hatta zaman zaman taban tabana farklı olabilecek iki ses. Birine saksafonun sesi, diğerine oboe nunki denmiş. Biri Yaralı ses, diğeri Yaralayan.

Yaralı ses köklerinden etkilenen, geleneksel damarlardan beslenen, ister bilerek ister bilmeyerek geçmişten izler taşıyan ve bu izlere kıymet veren ses. Hindistan ve Trinidad kültürlerinden unsurları yazıya taşıyan, doğduğu büyüdüğü yerleri aktaran, karakterlerini bunlarla yoğuran ses. Yaralayan ses ise malum, Naipaul un sevgisiz yanı, sevmeyen yanı. Doğduğu yere karşı hissiyatını şöyle dile getiren ses: Evet orada doğmuşum. Ama bence bir hataydı. Başka bir yerde doğmuş olmayı tercih ettiğini hep söyledi Naipaul. Bu yüzden çok eleştirildi. Umursamadı. Hindistan edebiyatından kimleri sevdiği sorulduğunda, "sadece kendi babam" diye cevap verdi. Doğrusu kendisi dışında hiçbir şair ya da yazara, fikir adamı ya da sanatçıya prim vermedi. İster geçmişten olsun, ister bugünden. Yapıtlarında Yaralı Ses ile Yaralayan Ses yan yana barındılar. Birbirlerine değmemeyi başararak. Biri Hindistan a yaklaşmaya, yakın durmaya çalıştı. Diğeri hızla uzaklaştı ondan. Kopmayı arzuladı.

Sırf tek bir yazara odaklanan bu tartışma bile bizlere Hindistan ın karmaşası hakkında ipucu vermeye kâfi. Kendi içinde çelişen nice ses taşıyan eski, yaşlı, katmanlı ama bir o kadar dinamik, hareketli bir toplumsal yapı. Hindistan ı daha yakından tanımak Hindistan edebiyatını daha yakından okumakla mümkün ancak. Bunun için Türk yazarlarının da daha fazla çaba göstermesine ihtiyaç var.

 

30 Kasım 2008

 

İzlenme : 2869
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us