. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Tuhaf bir hırsızlık hikâyesi

 

Bütün hırsızlık hikâyeleri az biraz tuhaftır belki ama anlatacağım hikâye hepsine parmak ısırtacak cinsten. 1911 senesinin Ağustos ayına uzanalım. Paris te sıradan bir pazar akşamı, sakince. Louvre Müzesi nde birbirinden kıymetli tablolar arasında sessiz bir bekleyiş içinde Mona Lisa. Gelmiş geçmiş portrelerin en ünlüsü, en gizemlisi.

Gece bekçileri, koridorları ve salonları son bir kez kontrol ettikten sonra ışıkları kapatır, kapıları kilitler. Ertesi sabah müze tekrar açıldığında bir sürprizle karşılaşırlar. Duvarda, ışıklar altındaki her zamanki yerinde değildir Mona Lisa. Çalınmıştır!

Basının durumdan haberdar olmasıyla beraber ortalık birbirine girer. Uluslararası kaçakçılık ihtimaller, komplo teorileri üzerinde durulur. Herkes bir şeyler yazar çizer. En çok da müzenin küratörleri ortalığı karıştırır. Ortalık toz duman! Neyse ki hırsızın yakalanması çok sürmez. Basına derhal bir açıklama yapılır. Son derece iyi giyimli, iyi eğitimli, "pek de hırsıza benzemeyen" bir genç adamdır Mona Lisa yı çalan kişi. Cüzi bir miktar karşılığında satmaya kalkarken yakalanmıştır. Polis, hırsızın tek başına hareket ettiğine inanmaz. Arkasında muhakkak bir başkası, hatta başkaları olduğuna kanaat getirir. Ve yavaş yavaş ipuçlarını kovalamaya başlar. İşte hikâyenin bundan sonrası giderek tuhaflaşır.

Polisin şüphelendiği ve tâ başından beri genç hırsızı yönlendirdiğine inandığı insan dünyaca meşhur biridir. Üstelik kendisi de bir ressam! Bu şüphe basına sızdırılmadan evvel Paris polis teşkilatının müdürleri kendi aralarında meseleyi uzun uzun tartışırlar: "Sahi bir ressam bir başka ressamın tablosunu çalmaya kalkar mı? Yapabilir mi bunu?" Hem de söz konusu ressam Picasso dan başkası değilse!

Bir yanıyla bakınca, diyebilirsiniz ki, ünü tüm dünyayı sarmış son derece saygıdeğer bir ressam elbette böyle yasadışı bir işe kalkışmaz. Hele hele resim çalması düşünülemez. Öte yandan, diyebilirsiniz ki, belki de resim bir saplantı, bir tutku olmuştur artık sanatçının gözünde. Meşhur bir resmi müzeden gene bir ressamın çalmasından daha olağan bir şey olamaz. Picasso, Mona Lisa yı niçin çalmak istemiş olabilir? Herkes başlar spekülasyona. Kimi der ki, bu tablonun kıymetini herkesten iyi bildiği için. Kimi der ki sırf kıskançlıktan, gözü dönmüşlükten.

Böylece Picasso, bir gecede zanlı durumuna düşer. Mona Lisa yı çal-dırt-mak-la itham edilmektedir! Üstelik bir de gene son derece ünlü bir suç ortağı olduğu düşünülmektedir: Şair Apollinaire. Ressam ve şair, fısıltı gazetesinden haberdar, meselenin vahametinin de farkındadırlar. Geceleri uyuyamaz olurlar. Buluşur, gizli gizli kaçma planları yaparlar. Yürekleri ağızlarında yaşarlar. Halbuki Mona Lisa yı çalmamışlardır. Masumdurlar. Hırsızı da tanımamaktadırlar. Peki o zaman bu kadar çok telaşa kapılmaları neden?

Picasso ve Apollinaire, iki bohem sanatçı, iki kafadar, Mona Lisa yı çalmamışlardır ama Louvre Müzesi nden çalınmış başka eserler vardır ellerinde, irili ufaklı, sanat aşkına edindikleri objeler! Şimdi bu objelerin ortaya çıkmasından endişe etmeye başlarlar. Picasso, zaten zor bir adamdır. İyice çekilmez olur. Önüne gelene çatmaya başlar. Kızgın, şüpheci. İki sanatçının garip garip davranmaları polis müdürlerinin şüphelerini artırır. İkisi de sorgulanır ve birbirleri aleyhine bir sürü söz söylerler. Bu arada basın gene yangına körükle gider. Bu uzun ve hayret verici hikâyenin sonunda neyse ki her ikisinin de masum olduğu anlaşılır. Mona Lisa yı çalmaktan aklanırlar, üstelik evlerindeki eski çalıntı objeler de yanlarına kâr kalır.

Ama biz yazarlar için muazzam bir hikâye malzemesi kalır geride. Ne dersiniz? Dünyaca ünlü bir tabloyu çalmaya kalkan dünyaca ünlü bir ressamın hikâyesinden muhteşem bir roman ya da film olmaz mı?

 

19 Nisan 2009

 

İzlenme : 4479
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us