. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Pembe giyebilen erkekler

 

Çocukken gökkuşağı dostumuzdu. Masallarda, oyun ve oyuncaklarda, boyama kitaplarında karşımıza çıkardı olanca güzelliğiyle. Büyüdük; gökkuşağı hayatımızdan çıkıp gitti. Büyümek demek renklerden yoksun kalmak demek belki de... Artık ne eflatun var, ne turuncu ne turkuaz çevremizde. Gökkuşağının renklerini yitirdik. Onun yerine gökkuşağında olmayan kapalı renklere boyandık: Siyahlar, griler, kahverengiler, lacivertler. Formalarımız, ceketlerimiz, döpiyeslerimiz... Bireysel ve toplumsal fotoğraflarımızda koyu tonlar ağırlık kazandı. Çıkın sokağa. Bakın etrafınıza. Giyebildiğimiz renkler o kadar sınırlı ki. Kâinatın renkleri alabildiğine çeşitli, hercai. Halbuki bizim zihinlerimiz nasıl da sınırlı, sınırlayıcı....


AŞK´ın kapağının pembe olması kitap piyasaya çıktığından beri farklı çevrelerde çok konuşuldu. Ne ilginçtir ki kitabın içeriği kadar kapağı da yazı ve sohbet konusu oldu. Pek çok kişi pembe kapaklı bir romanı sevdi, benimsedi. Elbette okurların büyük çoğunluğu romanın içini dışından fazla önemsedi. Ama aralarda ince ince itirazlar, şikâyetler de geldi. Hemen hepsi de erkeklerden.... Gittiğim etkinliklerde, imza günlerinde, okumalarda hemen her zaman salondan bir erkek okur söz alıp, yarı mahcup yarı sitemkâr kapak rengini eleştirdi.´ AŞK´ı severek okuyorum. Ama kitabı hep evde okumak zorunda hissediyorum. Vapurlarda, otobüslerde, ortalık yerde bu romanı okuyamıyoruz. Çünkü kapağı pembe, adı da aşk olunca kadın romanı gibi duruyor. Etraftan bakıyorlar. Biz erkekler kamusal alanda kitabı elimizde tutamıyoruz." Demek ki sadece pembe değil "aşk" da kadınlara atfediliyor. Aşk ki kainatın özü, yaradılışımızın gayesi. Aşk ki o imiş her ne varsa alemde....


İlk başlarda çok üzerinde durmadık bu meselenin. Ne ben ne yayınevini. Ama zamanla baktık ki durum ciddi. Sosyolojik bir hadise var ortada. Türkiye´de erkek okurlar ellerinde pembe bir kitap tutmaya alışkın değil. Isparta´dan gelen bir okur mektubu durumu özetledi: "Nişanlımın AŞK´ı okumasını çok istiyorum. Ama kapağı pembe olduğu için kendisine okutamadım bir türlü. Acaba bir sonraki baskıda koyu renkli bir kapak yapar mısınız? Nişanlım da okusun istiyorum..." Sonunda yayınevinde bir toplantı yapıp pembeden rahatsız olanlar için külrengi alternatif kapak yapmaya karar verdik. Bunu edebiyat okurunu önemsediğimiz, bir seçenek sunmak istediğimiz ve en önemlisi okur ile kitap arasındaki ilişkiyi donmuş bir kalıp olarak değil, organik, yaşayan, akışkan bir bağ olarak gördüğümüz için yaptık. Bugün AŞK raflarda hem pembe hem külrengi. Değişmeyen tek şey içeriği.


Pembeye nice anlamlar yüklüyoruz: "Kadınsı, Barbie bebek, kırılgan, nazenin,..." Bugün piyasa pembe laptoplar, pembe telefonlar, pembe ve parlak elektronik cihazlarla dolu. Hepsi de "kadınlar için" diye piyasaya sürülüyor. Halbuki eğer başka bir kültürde ya da başka bir zaman diliminde yaşasaydık renklere karşı tavrımız bambaşka olacaktı! Mesela Tayland´da pembe itibarlı bir renk. Salı günü dünyaya gelenlerin rengi. Kız ya da erkek fark etmez. Anadolu dahil pek çok yerde ise genç kızların, kadınların rengi pembe değil, kırmızı. Gelinlikler kırmızı. Lohusalara bağlanan kurdelalar da.


Aslında pembenin kızlara atfedilmesi o kadar yeni bir hadise ki. Bir zamanlar pembe kızların değil, oğlan çocukların rengiydi. 19. yüzyıldan kalma birçok tabloda erkek çocukların pembe giydiklerini görüyoruz. Kızların kafalarında mavi kurdelalar, üzerlerinde mavi elbiseler var. 1914 tarihli bir Amerikan gazetesinde (Sunday Sentinal, 29 Mart 1914) verilen bir ilan bunun en somut örneği: "Sevgili anneler, geleneklere uymak istiyorsanız oğlanlarınıza pembe, kızlarınıza mavi giydirin!" Tarih boyunca pek çok yerde kızların rengi maviydi. (Meryem Ana ikonlarına bakın, çoğu zaman mavi giyinir. Pembe kıyafetli Meryem Ana heykelciği nadirdir.) Uzun zaman pembenin güçlü ve iddialı bir renk olduğuna inanılıyordu. Erkek çocuklara uygun bir renk! Keza 1927´de Belçika´da dünyaya gelen yeni veliaht pembe renkli kundaklarla halkın karşısında çıkartılmıştı. Yakın zamana kadar aristokrasi oğullarına pembe giydiriyordu.


Pembenin kız çocuklara ve kadınlara atfedilmesi ancak 1950´li yıllardan sonra gelişti. 1970´lerde feminist hareket bu rengi sahiplendi. Kırılganlıktan kuvvet üretti. Mesela Amerika´da barış yanlısı bir kadın grubu kendilerine Kod Pembe ismini verdi. O günden bugüne pembe nice kadın grubunun favori rengi oldu. Yakın zamanda pembe kurdela göğüs kanseri konusunda -gene kadınlara has zannedilen bir hastalık konusunda -duyarlılığı geliştirmek için sembol olarak seçildi.


Bütün bunlar olurken akıntıya karşı yüzenler de oldu. Bazı erkekler "pembeyi kadınlardan geri almak" istiyor. 1970 başlarında Iowa Üniversitesi´nin (hem de en erkek spor olan) Amerikan futbolunun koçu oyuncuların dolaplarını pembeye boyattı, ortalık karıştı. Hâlâ spor dünyasından beklenmedik çıkışlar oluyor. Tenis ve masa tenisi dünyası pembeye karşı futbol dünyasından daha önyargısız. Bugün pek çok modacı erkeklere pembe gömlekler, ceketler, kravatlar giydirmekte.


Biz Türkiye´de henüz bu gelişmeleri uzaktan seyrediyoruz. Pembe kundak -mavi kundak ayırımını Batı´dan aldık ve ne yazık ki gereğinden fazla kanıksadık. Yeni olan bir alışkanlığı eski zannediyoruz. Kültürel olan bir alışkanlığı evrensel zannediyoruz. Bu arada pembe, yani kalp chakramızın rengi olan o sıcak ve samimi ton ışıl ışıl tebessüm etmekte hepimize. O güzelliği görüp görmemek bizim elimizde.


 

12.07.2009

 

 

İzlenme : 4355
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us