. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Seyirlik

Amerika soluğunu tutmuş, yepyeni bir yarışma programını bekliyor bugünlerde. Her gün her saat her kanalda arka arkaya beliren yarışma programlarına bir yenisi ekleniyor.

Diğer yarışma programlarının aksine bu sefer Barbie-bebek modeli kadınlar, beyninden ziyade kaslarına yatırım yapmış erkekler görmeyeceğiz ekranda. Bu sefer yarışmacılar yüz kilonun üzerinde. Kimileri 160 kilo civarında. Kadın ve erkek. Farklı yaş gruplarından. Tüm ülkeden kilolu insanlar başvuruyor yarışmaya. Formlar doldurup, öz yaşam hikayelerini en acıklı şekilde dillendiren mektuplar yazıp, kuyruklarda bekliyorlar saatlerce. Sırf seçilebilmek için. İçlerinde en kilolu, en azimli ve en dişli olanlar ön elemeden geçip, yarışmaya girmeye hak kazanıyor. Seçilenler iki gruba ayrılacaklar kendi aralarında: Kırmızılar ve maviler. Her birinin başında bir antrenör, bir diyet uzmanı, bir de doktor, haftalar sürecek bir kamp hayatına çekilecekler. Kamp dediysek izci kampı değil, dikkat buyurun, açık büfe mükellef sofra, lüks mü lüks muazzam bir tatil köyü bu, her tarafı kameralarla dolu. Açık büfede iki yüze yakın ekmek hamur işi çorba dondurma tatlı tuzlu akla ne gelirse, Zekeriya Sofrası olacak her gün her öğün. Her seferinde farklı bir mönü. Ve yarışmacılar haftalar boyunca her gün sadece bakıp bakıp yutkunacaklar. Bu mükellef sofralara el sürmek yasak. Yaklaşmak serbest, koklamak serbest, tatmak yasak. Çünkü mümkün olan en kısa sürede en fazla kilo veren kazanacak.

Böylece biz seyirciler, kucağımızda bir kâse patlamış mısır, istersen tereyağlı istersen tereyağ aromalı ya da aile boyu devasa cipsler, tırtıklı baharatlı az yağlı yarım yağlı 2/3 yağlı çesitli oranlarda karbonhidratlı % 10 % 70 % 100 azaltılmış sodyum oranlı, maksat çeşit ve daha fazla çeşit dünyası, oturup koltuklarımızda, yiyebiliyor olmanın özgürlüğüyle, seyirci kalmanın keyfine vara vara, arkamıza yaslanıp seyredeceğiz başkalarının hallerini. Günbegün izleyeceğiz çektikleri çileyi, döktükleri teri, ne yiyip ne yemediklerini, sinirlerinin gerilip gerilmediğini, kimin kimi sevdiğini, kimin kimden hazzetmediğini bir bir gözetleyeceğiz. Olur da gizlice yemek yemeye kalkan olursa aralarında, gruptaki diğer yarışmacılar bilmese de hakikati, biz hafiye seyirciler bileceğiz kameralar sayesinde. Kapanmayan göz kesileceğiz ekran başında, her şeyi gören ve gözetleyen.

Beş hafta boyunca, yeterince dirayetli olmayanlar elenecekler birer birer. Şişmanlık karaktersizlik ile eş tutulacak. Yeterince kilo veremeyenler karakteri zayıf olmakla itham edilecek. Peki “yeterince” ne kadar? Ne kadar kilo verilirse “yeterli” sayılacak, işte ona da rekabet karar verecek. En kısa zamanda en çok kilo verenler kalacak geride. Sonra onlar da kendi aralarında kıyasıya mücadele edip birbirlerinin ayağını kaydırmaya çalışacaklar. Gündüzleri durmadan aerobik yapıp koşarak, geceleri kilo verdiren havlulara torbalara yorganlara sarınıp u-yu-ya-ma-ya-rak, doymamış yağ oranı hesaplayıp kalori toplayarak ve birbirlerinin yiyeceklerine şeker karıştırmaya çalışıp zavallılaşarak küçülecek, azalacaklar gözlerimizin önünde. Ayak kaydırarak ayakta kalan son yarışmacı 250 bin doların sahibi olacak.

Ama o kimin umurunda? Muzaffer olan ilgilendirmiyor ki biz seyircileri. Kazananı değil, kaybedenleri seyretmek için izleniyor bu yarışmalar. Başkalarının başarılarından bize ne? Mağlubiyetleri bizi esas ilgilendiren. Mağlubiyetleri seyirlik kılmak için tüm bu yarışmalar, seyirlik ve çitlemelik. Gösteri toplumunun mucitleri, varoluşsal bir ayrımdan yararlanmasını iyi bilirler. Bilirler ki denemeyenler, deneyenlerin yenilgilerini seyretmeyi sever.

Yerinden ayrılmayanlar, gidenlerin kös kös geri dönmesini ister.

 

03.10.2004

 

İzlenme : 2935
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us