. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Edebiyatın puslu kıtalarında bir yazar

 

Yakınlarda çağdaş Türk edebiyatının en özgün, en derinlikli isimlerinden İhsan Oktay Anar hakkında bir kitap çıkacak piyasaya. Ve ben Bilgi Üniversitesi’nde düzenlenen renkli bir sempozyum sonrası gelişen bu kitabın içinde yer almaktan mutluluk duyuyorum. Hem bir yazar olarak, hem de eski bir Anar okuru olarak...

Anar’ın kalemini keşfedişim 1995’te "Puslu Kıtalar Atlası" ile oldu. Uzun zamandır hiçbir kitaptan o kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum. Dili farklıydı her şeyden önce. Osmanlıca’yla açıktan açığa dans ediyordu. Hem de ne dans. Kelimeler, terimler, deyimler, argo... Hayatın dolu dolu ritmi taşıyordu kitaptan. Öyle bir ritim ki sizi alıp geçmişin derinliklerine götürüyor, tarihi buram buram hissedebilmenizi sağlıyordu.

Müthiş bir aşinalık duygusu ile okudum romanı, yabancı bir şehirde eski bir tanıdığa rastlamış gibi. Kelime dağarcığına şapka çıkararak. Anar gündelik dilin kalıplarıyla yetinmeyen, dilin sınırlarını sürekli genişletmeye çalışan bir yazar. Osmanlıca’dan su taşır gibi kelimeler getiren, hatta zaman zaman sözcükler icat eden bir yazar. Dilin içinde yeraltı tünelleri kaza kaza ilerleyen...

Sadece dili değil, üslubu da bir o kadar etkileyicidir. Bilhassa zengin mizah duygusu. Okuruna tepeden bakan, karakterlerine sinik bir rasyonaliteyle yaklaşan "bilmiş yazar ironisi" değil burada kastettiğim. Sevecen, şefkatli, zeki bir mizah. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın, Cervantes’in, Rabelais’nin mütebessim hayaletleri dolaşır Anar’ın sayfalarında.

İsterseniz buna bir nevi "karnaval" da diyebilirsiniz. Hayal ile hakikati, batıl inançlar ile bilimi, sosyal/kültürel tarihçilik ile felsefeyi harmanlayan bir edebiyat şöleni. Neresi hayal, neresi hakikat ayırt edemezsiniz. Bütün dünya bir düştür Anar’ın edebiyatında.

İhsan Oktay Anar, karıncayı bile incitmeyen bir yazardır. Karakterlerini ezmez. Anlatırken onlara yukarıdan mesafeyle bakmaz. Eşitler kendini. Keza okurlarını da ezmez. Öğretmenlik taslamaz. Farklı disiplinlerde son derece bilgili olmasına rağmen bilgisini yarıştırmaz. Ve ilginçtir, diğer yazarları da ezmez. Polemiklere girmez.

Bir tek gün bile tek bir edebiyatçı hakkında olumsuz bir kelime ettiğini hatırlamıyorum. Rekabetten, dedikodudan, patırtıdan uzak... Yalın, duru, kucaklayıcı, mülayim ve sakin bir duruşu olmuştur her zaman. Tek eleştirim, romanlarında daha fazla/renkli kadın karakterin olmayışıdır. Ama bu bir "kusur" ya da "eksiklik" değil, anlattığı konulardan/ele aldığı dönem ve dünyalardan kaynaklanan bir özelliktir aslında ve bir başka romanda pekâlâ bambaşka şekilde gelişebilir.

Çağdaş Türk Edebiyatı’nın en derviş yürekli yazarıdır İhsan Oktay Anar. Kişiliğiyle, hikâyeleriyle, diliyle, sahiciliğiyle... Kimseyle rekabet etmeden, duru, saf ve som bir şekilde, kendi hayal gücüne çekilerek yazmanın mümkün olduğunu bize gösterir. "Her şeye rağmen üretmek mümkün" dercesine...

 

02 Eylül 2010

 

İzlenme : 3272
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us