|
|
Yazılar |
Konuşun bizimle! |
Biz birbirimizle yeterince konuşmuyoruz! Belki de diyeceksiniz ki, "Hoppala, bu da nereden çıktı şimdi? Bizimki kadar konuşkan toplum mu var Allah aşkına?" Ama hakikaten öyle mi? Gelin beraber düşünelim. Dostlar arası, akrabalar arası ayaküstü kendiliğinden kurulan ve seneler içinde artık kanıksanmış sohbetlerden bahsetmiyorum. Kurumlar ile bireyler ya da "otorite sahipleri" ile "berikiler" arasındaki diyaloglara bakalım biraz. Gündelik yaşamdan sıradan ama bir o kadar önemli örnekler sıralayarak: Doktora gittik diyelim. Birçok doktor muayene aşamasında genelde susuyor, ancak teşhisi koyup ilaçları yazarken hastasıyla konuşuyor. Halbuki İngiltere´de, Amerika´da veya başka gelişmiş ülkelerde doktora gittiğinizde muayenenin her aşamasında adım adım ne arandığı, yapılacak işlemin özellikleri, yan etkileri ve sonuçları size önceden anlatılıyor. Hatta bazen aşırıya gittikleri de oluyor. "Şimdi kolunuza iğne yapacağım. Beş saniyelik bir yanma duyacaksınız, ardından hemen şırıngayı çekip oraya bant koyacağım. Kullandığım bütün aletler tamamen steril olacak." Bu kadar açıklamaya da gerek yok belki ama işin özünü kaçırmamalı: Özde hastayı bilgilendirme alışkanlığı ve kültürü var. Doktorundan hemşiresine herkes en basit muayeneden en ciddi hastalığın tedavisine kadar her noktada buna dikkat ediyor. Türkiye´de, ne doktorlarımızın bilgi ve birikimini, ne hastanelerimizin bilhassa son senelerdeki atılımlarını küçümsemek mümkün. Ama tek söylediğim: "Konuşun bizimle!" Bir sahne düşünün: Uçaktayız. Önümde oturan yolcu, yanındakilere dönüp kızgın bir yorum yapıyor: "Zaten bu Türk Hava Yolları hep böyle... Geç kalkar, geç iner..." Avrupa´da bir havaalanındayız. Uçağın geç kalktığı doğru ama bunun Türk Hava Yolları ile bir ilgisi yok. Oradaki havaalanının yoğunluğuyla ilgili tamamen. Pilotumuz bunu az evvel bir cümlede hızlıca söyledi ama galiba kimse takip etmedi. Düşünmeden edemiyorum: Avrupa ve Amerikalı hava yollarında pilotlar habire konuşmakta, hatta espriler yapmakta; yolculara her şeyi uzun uzun izah etmekteler. Eğer o hava şirketlerinden birinde olsaydık pilot on kere söylerdi herhalde: "Kalkışa şu kadar dakika var. Yaşadığımız gecikme şu sebepten kaynaklanmakta. Bizimle bir ilgisi yok. Biz kuleyi dinliyoruz, vs. vs." Türk Hava Yolları´nı çok seviyor, başarılarıyla gurur duyuyoruz. Tek söylediğim: "Konuşun bizimle!" Bürokrasinin, akademinin, eğitimin ve toplumsal yaşamın her noktasında konuşun bizimle. Zira doğa boşluğu sevmez, muhakkak doldurur. Yoksa bize yapılmayan her açıklamayı, her uzun sessizliği kendimiz şüpheler, evhamlar, zanlarla dolduruyoruz. Biraz da bu yüzden milletçe kurumlardan habire şüphe ediyoruz. En iyisi siz konuşun bizimle!
14 Ekim 2010
|
İzlenme : 2528 |
Geri Dönmek İçin Tıklayın |
|
|
|