. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Bir atkı hikâyesi

 

BAYRAMDA, İngiltere´de, sempatik bir Türk ailenin işlettiği bir pastanede oturuyorum. Önümde bilgisayar, yazıyorum. Buradan başka bir yerde ince belli bardakta çay ikram edildiğini görmedim. Girip çıkan müşterileri izliyorum bir yandan. İngilizler, Polonyalılar, Ruslar, İspanyollar, Almanlar... Arada ne zaman bir Türk aile gelse hemen fark ediyorum. Bayramlıklarını giymiş el öpmeye gelmiş boy boy çocuklar, kar beyaz mendillere konulmuş güllü lokumlar, yanaklarını rujla kızartmış anneler, ailesiyle gurur duyan babalar, gurbette bir bayram daha geçiren göçmenler...
Bugün benim anket günüm. Sağolsun pastane çalışanları, sorduğum soruları sabırla yanıtlıyorlar.
"En çok neyi özlediniz?" diye soruyorum.
"Türkiye´nin yemeklerini, insanlarını, bayramlaşmalarını... Özlenmez mi?" diyor börekleri yapan kadın. Gözlerinde utangaç bir parıltı.
"Peki neyi özlemediniz?"
"İşte hani tahammül edemiyoruz ya, bağırıyoruz çağırıyoruz, onu özlemedim" diyor. "Burada bir bankaya girin bir bakın, kimse kuyrukta kavga etmiyor. Fatura yatırılacak, kimse kimseye bağırmıyor. Herkes sırasını bekliyor."
Gerçekten de İngilizler kuyrukta sabırla, nezaketle beklemek konusunda dünya çapında ün yapmış insanlar. Bir teoriye göre, İkinci Dünya Savaşı´nda bombalanmış olmalarının bunda etkisi büyük. Ne de olsa o dönemde uzun yemek ve yakıt kuyrukları vardı. Kıtlık, açlık ve nice zorluk içinde insanlar dayanışmayı, yardımlaşmayı daha iyi öğrendi.
Düşünmeden edemiyorum. Türkiye´de aslında kaç kuşak yağ, şeker, yakıt kuyruklarına tanık oldu? Bugünkü nesil bunları bilmesin daha iyi, elbette. Ama o zor günlerden geriye neden kuyrukta sabırla bekleyebilme alışkanlığı kalmadı bizde?
Bayram şayet kendi içimizde, benliğimizde temizlik yapmaz isek, sadece adı bayram. Şekli bayram. Özü değil.
Öğleden sonra kapı açılıyor. Bir baba ile oğlu giriyor içeri. Babanın gür, koyu bıyıkları var. Oğlan 78 yaşlarında. Kürt olduklarını tahmin ediyorum. Merak ediyorum. Benim Türk pastacılarla Kürt müşteriler bayramlaşacak mı?
Bayramlaşmıyorlar. Kasanın yanında, gümüş bir kâse içinde öylece duruyor badem şekerleri. Canım sıkılıyor.
Baba ile oğul birkaç şey alıp gittikten sonra dayanamıyorum, sempatik pastacıya soruyorum. "Ya az evvel gelenlerle neden bayramlaşmadınız?"
"Onların âdetleri başkadır" diyor.
Nasıl başka? Onların bayramı farklı bir bayram mı? O kalkmış gelmiş belki Van´dan, Urfa´dan, Konya´dan. Sen gelmişsin İstanbul´dan, Ankara´dan. Bayram aynı bayram. Bir badem şekerini paylaşmayı başaramayacak mıyız?
"Haklısınız ama görmüyor musunuz? Bunlar politik insanlar. Bakın çocuğuna ne giydirmiş adam, kırmızı, sarı, yeşil atkıları var ya, işte onların renkleri. Kafalarında ayrılmak var. Ben niye selam vereyim."
Az evvel bana niye İngilizler gibi kuyrukta nazikçe bekleyemediğimizi soran, memleketi ne kadar özlediğini anlatan pastacıyı dinlerken içim acıyor. Derken ani ve deli bir sezgiyle ayaklanıyorum.
"Aman benim eşyalarıma mukayyet olun, hemen geliyorum" diyorum.
Fırladığım gibi çıkıyorum pastaneden. Az evvelki baba ile oğlunu bulmam lazım. Anlamam lazım. Bir o tarafa koşuyorum, sonra durup tam ters yönde koşuyorum. Gören "Kafayı yedi" diyecek. Sokağın bitiminde, nefes nefese; köşeyi döner dönmez işte oradalar, otobüs durağında. Yanlarına gidiyorum. Otobüs yaklaşıyor. Konuşmaya vakit yok. Bir şey merak ediyorum. Çocuğun boynundaki atkı ne?
Burada Salvation Army diye ucuza kıyafet satan dükkânlar var. Oradan alınmış, gayet sıradan, kırmızı, sarı ve turuncu çizgileri olan bir atkı var çocuğun boynunda. Hiçbir politik mesajı olmayan. Onlar otobüse biniyor, ben durakta biraz düşünüyorum.
Birbirimizi göremeyecek kadar şüphelerle mi doldu zihnimiz?
Eğer bu bayramda önyargılarımızı temizlemeyeceksek, ya ne zaman dostlar?

 

18 Kasım 2010

 

İzlenme : 2612
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us