|
|
Yazılar |
Özgürlüğün kıymeti |
LİBYA´yı romanlardan okumak lazım, insanları ve hikayeleriyle algılamak. Okuduğum kitaplar arasında bu ülkeyi ve orada yaşamanın ne demek olduğunu anlatan en etkili eserlerden biri, "In the Country of Men" ismini taşır. Yazarı Hisham Matar. Genç bir Libyalı, uzun senelerdir ailesiyle beraber sürgünde yaşayan. Bu etkili roman Türkçe´ye "Erkekler Diyarında" adı altında Duygu Günkut tarafından çevrildi. Hararetle tavsiye ederim. Bir oğlan çocuğunun gözünden bir ülkeyi okuyacaksınız. Korkularla, sırlarla, tedirginliklerle, yalanlarla dolu bir dünyayı ve bir toplumun üzerine çöken baskı havasını her sayfada hissedeceksiniz. Ve kitabı bitirdiğinizde belki de buruk bir tat olacak dilinizde. Libya´nın o hiçbir yerde anlatılmayan, anlaşılmayan nice hikâyelerinden biri kalacak zihninizde. Ne kadar az tanıyoruz Libya´yı. Uzaktan. Basmakalıp sözlerle. Ortak bir tarihe yaslanarak yüzeyden değerlendiriyoruz. Sadece biz değil, Batı dünyası da böyle. Halbuki Libya bir muamma. Bir bilmece. Kimsenin aslında çözmek istemediği. İngiliz basınının manşetleri tamamen Kaddafi´ye ayrılmış durumda. O kadar korkunç sözler ediyor ki, okurken tüyleriniz diken diken oluyor. Bugün itibarıyla kendini "şehitlik" mertebesine yükseltti. Libya´yı savunurken şehit düşmeye hazır olduğunu iddia ediyor. Tuhaf bir kahramanlık söylemi. Aslında tek savunduğu şey kendi koltuğu, kendi iktidarı. Kendi egosu. Düşman belledikleri ise gene kendi insanları, kendi halkı. Ve bir o kadar bütün dünya. Bir siyasi ya da askeri lider kendini halkının önüne koyarsa, halktan üstün görürse, o sistem nasıl adım adım despotizme kayar, Libya bunun en canlı ve acıklı örneği. Bugün yaşananlar ne bir mevsimin, ne bir senelik birikimin sonucu. Libya çok uzun zamandır böyleydi. Kaddafi hep böyleydi. Ama maddi çıkarlar yüzünden uluslararası aktörler bunu görmezden gelmeyi tercih ettiler. Şimdi artık ok yaydan çıktı. Ancak gene kayıtsız dünya siyasetçileri, "kınamak" ile yetiniyorlar. Libya çoktan o eşiği geçti. Yüzlerce ölü, binlerce yaralı. İnternet yasaklandı. Yabancı gazetecilerin görüntü alması engelleniyor. 41 senedir devam eden otoriter rejim, kendini korumak için paralı askerler tutarak silahsız, savunmasız insanları katletmekte. Ortadoğu´da yaşanan değişim rüzgârı belki de en çok Libya´da zorlanacak. Orada tıkanacak. Çünkü Libya, Mısır değil. Libya, Tunus değil. Libya bir kapalı kutu. Demokrasinin esamisinin bile okunmadığı bir sistem. Hiçbir aykırı fikre izin verilmeyen bir tiranlık. Peş peşe gelen haberler son derece üzücü, düşündürücü. Koltuğunu koruyabilmek için kendi halkına ateş açmaktan geri durmayan, masum sivilleri tarayan bir lider var karşımızda. Bir korku rejimi. Her şeye rağmen, Ortadoğu´da muazzam bir dönüşüm yaşanıyor. Bunun etkilerinin nereye kadar uzanacağını kimse henüz kestiremiyor. Bu kaostan ne çıkacağına dair son derece haklı kaygılar da var. Ama şu da bir gerçek ki artık demokrasi kimse için lüks değil. İslam dünyası, Batılı uzmanları şaşırtacak bir dinamizm ve sosyal hareketlilik sergileyerek daha fazla insan hakları, daha fazla demokrasi, daha fazla eşitlik talebiyle ayaklanıyor. Twitter, Facebook, internet çağında demokrasi talebini durdurmak da, dizginlemek de mümkün değil.
24 Şubat 2011
|
İzlenme : 2672 |
Geri Dönmek İçin Tıklayın |
|
|
|