. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
İktidara müptela kadınlar, kölesine muhtaç erkekle

İktidara müptela kadınlar, kölesine muhtaç erkekler

 

Son zamanlarda “dayak yediği kocasına/sevgilisine geri dönen ünlü kadınlar”ın haberleriyle dolu Türk basını. Gidecek başka bir yeri olmayan kadınlar değil bunlar.

 

Ekseriya ne aç ne açıktalar. Gelir durumları iyi, sosyal çevreleri korunaklı; isteseler başka yolları seçebilecek, hayatlarını yeniden inşa edebilecek imkanlara sahip, velhasıl seçenekleri olan kadınlar. Gene de dönüyorlar kendilerini döven ya da aldatan eşlerine. “Eşimin beni dövmesi değil, daha sonraki açıklamaları üzdü.” gibi şeyler söylüyorlar basına. “Sadece tartıştık. İki güne kalmaz geçer morluklar, büyütmeyelim.” diyorlar. Magazin basını da boy boy fotoğraflarını çekip altına döşeniyor: “Filanca da aldatan sevgilisine döndü! Falanca da dayakçı kocasını affetti!”

 

Benzer hadiselerin çokluğu ve sıklığı dikkat çekmiş olmalı ki, araştırma dosyaları hazırlanıyor bu konuda. Fikrine danışılan kimi psikolog ve psikiyatrlar “Zaten tüm kadınların affedici bir tarafı vardır.” diye koyuyorlar uzman noktalarını. Onların açıklamalarını tüylerim diken diken okuyup, demek ki ben kadın değilim hissine kapılıyorum. “Erkeklerin fiziksel şiddeti varsa, kadınların da duygusal şiddeti vardır.” diyor bir başkası. “O da şiddet kadınınki de şiddet.” türü açıklamalar yapıyor kimileri. Böyle bir şeyi kalkıp da bir “uzman” Amerika’da söylese herhalde ciddi ciddi şüphe edilir ya kişiliğinden ya da uzmanlığından. Burada ne hikmetse alıcı bulabiliyor bu tür gayri-profesyonelce saptamalar. “Zaten kadın dediğin doğuştan anaç, doğuştan affedicidir, morluklarını saçlarıyla kapatır, girer kendisini hırpalayan kocasının koluna. Terk edilmekten korkup affeder!..” Basınımızın meseleleri tartışma biçimi kadınlara uygulanan aile/ev içi şiddeti normalleştiriyor, cicileştiriyor.

 

Vaktiyle Spinoza’nın da işaret ettiği üzre aşkın “aşırı halleri” olabilir. İnsan en çok sevdiğine zarar verir, en çok sevdiğinden zarar görür. Hırpalar ve yıpratır ve dengesizleştirir aşk; en derinde bastırılıp kalmış en hafi en hayvani yanlarımızı açığa çıkarır. Tüm bunları anlayabilirim. Lakin 1970’lerin kapalı, boğucu orta sınıf Ankara’sında kimseden destek görmeden boşanmış ve bir daha evlenmemiş tekil bir anne tarafından yetiştirilmiş olan ben, bugünlerde basınımızı boy boy kaplayan bu “kendisine eziyet eden erkeğine geri dönen affedici ünlü ve zengin kadın” rolünü anlamamakta direneceğim.

 

Hegel’in köle-efendi diyalektiğinde vurguladığı üzere iktidar mekanizması iki yönlü işler. Efendinin hiyerarşideki üstün ve belirleyici konumu berikinin alttaki varlığına muhtaçtır. Muktedir, üzerinde güç uyguladığı kişiye bağımlıdır aslında. Onun aynasında yücedir bir tek. Onun gözlerinde biricik. Bu yüzden iktidarlarını ispat peşindeki erkekler kendilerine tapan zayıf ve zaaflı kadınları bir türlü bırakamazlar. Uzman psikologların atladığı nokta şu ki muktedir muhtaçtır iktidarının nesnesine. Dayak atan erkek yana yakıla, ağlaya sızlaya, güller hediyeler alarak gider özür diler ezdiği kadından. Onsuz yapamaz, onu her ne kadar hakir görse de. Efendi kölesini ister. Onsuz bir hiçtir. Kadınların nasıl olup da kendilerini ezen eşlerine geri döndüğü sorusu kadar, muktedirlerin bu aciz ve acıklı tahakkümü de tartışılmalıdır.

 

02.04.2006

 

İzlenme : 3345
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us