. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Çizgiler, Romanlar & Çizgi Romanlar

Şu hayattaki pek çok güzel şey gibi, çizgi romanlar da bolca nasibini almıştır orta sınıf aile yapısının sakınmadan ürettiği önyargılardan. Bu önyargılar arasında bilhassa iki tanesi dikkat çekicidir. Bir: çizgi romanlar daha ziyade çocukları ilgilendir(melid)ir. İki: çizgi romanlar daha ziyade erkek çocukları ilgilendir(melid)ir. Bu iki "Nuh demiş peygamber dememiş" önyargıdan hangisinin ucunu tutarsanız tutun, aynı sabit iddiaya varırsınız: çizgi romanların dünyası gayriciddidir ve bu dünya, yetişkinlere (bilhassa yetişkin kadınlara) alabildiğine yabancıdır. Çizgi roman okumuş (ve mümkünse hâlâ okuyan) orta yaşlı bir ev hanımı aramak, samanlıkta iğne aramak gibidir. Çizgi roman merakı, erkeklerin çocukluk ve ilk gençlik safhasında yakalanıverdikleri anlamsız ama anlaşılır bir iptila olarak görülür. Hal böyle olunca da, çizgi roman okumaya, hele hele biriktirmeye kalkmak, olsa olsa zararsız ama bir o kadar da yararsız bir heves, çocukluktan bulaşmış bir alışkanlık kabul edilir.

 

Neyse ki yakın dönemlerde ülkemizde çeşitli yayınevleri eski ve yeni çizgi romanları başka bir gözle değerlendirip, basmaya başladılar. Bu sayede, zaten yıllardır varolan ve hatırı sayılır bir hayran kitlesi toplamayı başarmış sabık bir çizgi kahramanlar dünyasının yanısıra, bir başka perde daha aralanmaya başladı: edebiyat ile çizginin karşılıklı etkileşimi. İşte tam da bu zemin üzerinde, romanların içindeki çizgilerin ve çizgilerin içindeki romanların peşine düşebildik. Çocukluktan itibaren içimize ince ince işleyen önyargıların söylediğinin aksine, bu çizgi romanlar gayet "ciddi" görünüyor. Anlaşılan, bir metnin resimlendirilmesi, görüntülendirilmesi o metnin "sulandırılması" anlamına gelmiyor. Son dönemlerde basılan çizgi romanlarda dikkat çekici bir başka nokta daha var. Yazı ve resim arasında illa da birebir örtüşme ya da bir ast/üst ilişkisi olması da gerekmiyor. Ne çizginin metne, ne de metnin çizgiye tâbi olduğu bu çalışmalarda, metin ve çizgi karşılıklı olarak birbirlerini ve kendilerini dönüştürerek, çizgi romana beraberce yön veriyor.

 

Bu açıdan verilebilecek en güzel örneklerden bir tanesi de Paul Auster in Cam Kent i. Hoş bir baskıyla hazırlanan bu çizgi romanı okurken, bir noktada durup eğer çizimler olmasaydı metnin aynı etkiyi bırakıp bırakmayacağını sorgulamak mümkün. Şüphesiz anlatılan hikaye çizgiler olmadan da okunabilir, yorumlanabilir ama işin içine çizgi girdiği zaman ortaya başka bir estetik ve hatta başka bir hikaye çıkıyor. Kanımca çizgi romanın gücü tam da bu noktada yatıyor. Bizler etliler ile sütlülerin birbirine karışmaması gerektiğine inanaduralım, çizgi romanların kazanında farklı tadları birbirine katan karışımlar pişiyor.

 

W. Kandinsky, günümüz toplumlarını 19. yüzyıl modernizmi ile karşılaştırırken, bugün yaşananları açıklamak için "Ve toplumu" tanımı kullanır. Kandinsky e göre artık, türler katı sınırlarla birbirlerinden ayrılmamaktadır. Günümüz toplumlarında "ya o ya bu" yerine, "hem o hem bu" ifadesi geçerlidir. Bu yüzden günümüz toplumları, yanyanalıkların, birlikteliklerin, etkileşimlerin, karışımların toplumlarıdır.

 

Kanımca çizgi romanların dünyasında Kandinsky nin sözünü ettiği "Ve toplumu"nu yansıtan bir yapı var. Her şeyden önce burada farklı sanatsal türler birbirine karışır, yanyana gelir, etkileşim halindedir. Tek bir çizgi roman içinde hikaye, resim, tasarım, karikatür, roman, şiir, felsefe.... buluşur. Öte yandan, içerik itibarıyla da çizgi romanın dünyası bir "ve toplumu"dur. Burada gelecek ve geçmiş, bilimsel gelişmeler ve dinsel anlatılar, efsaneler ve hayaller birbiriyle karışır. Umberto Eco, Corto Maltes e yazdığı önsözde, bir metnin oradan oraya gezinmeye böyle başladığını belirtir ve ekler: "mekânı ve zamanı dönüştüren siste mitler doğar, bir metinden diğerine kült kişiler tekrar buluşur, sanki çok uzun zamandır atalarımızınkinde de yaşamışlar gibi gelir yerleşiverirler hafızalarımıza".

 

Çizgi romanlar "basit" oldukları için değil, böylesine keyifli ve yaratıcı olabildikleri ve günümüz dünyasını, başka pek çok sanatsal türden çok daha iyi kavrayabildikleri ve yansıtabildikleri için bu kadar çok okunuyorlar. Bu açıdan bakıldığında, en engin hayal alemlerinin ve en kara tasavvurların, çizgi roman sayfalarında vücud bulması şaşırtıcı görünmüyor.

 

 

E Dergisi, Sayı 23, Şubat 2001

 

İzlenme : 5095
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us