. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Faşistlerin mizah duygusu olmaz

 

Köşe yazarları -politik görüşleri, üslupları ya da dilsel yetenekleri veya entelektüel kapasiteleri ne olursa olsun- temelde iki gruba ayrılır: mizah duygusu olanlar ve mizah duygusu olmayanlar.

Mizah bu, neredeyse doğuştan ve tamamen içten gelen. Mizah dediğin satın alınmaz, ezberletilmez, öğretilmez, zorla edinilmez, ya vardır bir insanda ya da yoktur. Faşizmin kara deliğidir mizah. Faşistlerin mizah duygusu olmaz. Irkçılığın kara deliğidir mizah. Irkçıların mizah duygusu olmaz... İçine doğduğu din üzerinden başkalarına üstünlük sağlamaya kalkan dogmatikleri de, “inanç” kelimesini duyduğu anda tüyleri diken diken olan kaskatı laikçileri de katabilirsiniz mizahsızlar arasına. Uzadıkça uzar bu liste. Nerede kendini kasım kasım kasmış, mutlakiyetçi bir düşünce sistematiğini benimsemiş, asla esnemeyen, zinhar değişmeyen, başkalarından öğrenecek bir şeyi olmadığına inanan, kendi fikirlerini yankılamayan herkese tepeden bakan, saldırgan üsluplu alçı-kafalı bir ideolog görseniz, dikkat edin, istisnasız her konuda verecek cevabı, edecek bir ukalalığı vardır da, bir tek mizahla baş edemez. Gülmeyi sevmez faşizm, güldüreni de sevmez.

Ne de olsa ta Rabelais’den bu yana, “şeylerin nizamını gözler önüne sererek dünyanın hallerine gülmek”, insan topluluklarının kendi kendilerine dayattıkları düzeni didik didik sorgulamak için muazzam ve alabildiğine yaratıcı bir kaynak olagelmiştir. Kralın yanında durup iktidarın zirvesiyle dahi dalga geçebilen, burnundan kıl aldırmayan aristokrasiye kendi çirkinliklerini görsünler diye ayna tutan soytarının yerini modern çağda mizahçılar ve/veya mizahla yazanlar aldı.

Mizahçı bir yanıyla çocuktur her zaman. Hani gece gündüz, tekrar ve tekrar bıkmadan, “niye?” diye sorar çocuklar, korkmadan, komplekssiz. Yetişkinlerin ilk terk ettiği soru budur oysa. Büyüyünce “niye?” diye sormaz olur insanlar. Merak duygusunu yitirir, sorgulama yeteneklerini köreltir, ayrıntıları nüansları göremez olurlar. Yetişkin olmak, küçük olana, sıradan olana, “normal” addedilene karşı tamamen ilgisiz olmaktır. Mürekkebine mizah bulaşmış edebiyatçılar ise bir türlü vazgeçemez “sahi niye?” diye sormaktan, sordurtmaktan. En basit, en alışılmış olanı bile tersyüz ediverirler bu yöntemle. Mizah, farklı kokteyller doğuran bir bileşimdir. İçine siyaset katılınca kara mizah, somut-hedef-soyut-üslup katılınca hiciv, siniklik katılınca ironi, popüler kültür katılınca komedi olur.

Yazarlar iki grupta toplanadursun, mizah duygusuna sahip olanlardan müteşekkil birinci gruptakiler ise kendi içinde üçe ayrılır: mizah duygusunu başkalarıyla dalga geçmek için kullananlar, mizah duygusunu kendini didiklemek için kullananlar ve mizah duygusunu hem kendine hem başkalarına ayırt etmeksizin çevirenler. Birinciler dozu kaçırınca sadist, ikinciler dozu kaçırınca mazoşist bir üslupla yazarlar. Edebiyat tarihimiz de basın tarihimiz de her iki kesimden de bol bol örnek çıkarmıştır bugüne kadar. Üçüncü alt gruptakilere gelince, onların sayısı o kadar azdır ki zaten, mumla arasan bulamazsın, nesli tükenen kaplumbağalar gibi korunmaya alınmalılar. Yazarken içi buruşmayan, mürekkebini sirkeye banmayan, yazının kudretini önemsemekle beraber kendini fazla ciddiye almayan, kendi fani doğrularına “değişmez Allah kelamı” muamelesi yapmayan, işgal ettiği köşeyi bir iktidar aracına çevirmeyen, hatta alttan alta inceden inceye kendiyle de dalga geçmeyi başaran, başkalarını eleştirirken kendine de birkaç tokat atmayı ihmal etmeyen, mizahı bir silah gibi değil, bereketli bir zemin gibi kullanan kaç yazar var?

 

22.08.2006

 

İzlenme : 3084
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us