. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Sigaranın ardından

 

Türkiye, bu haftadan itibaren büyük bir değişikliğe adım atıyor. Daha evvel kabul gören sigara yasağının kapsamının genişletilmesiyle beraber kamusal alanlarımızın demirbaş bir unsuru tamamen ortadan kalkıyor: Sigara dumanı.

Yeni düzenlemeye göre kamu binaları ile lokanta, bar, eğlence yerleri ve kahvehanelerde artık sigara içenler için ayrı bir alan oluşturulmayacak. Onun yerine sigara toptan yasaklanacak. Bu yeni düzenlemeye sadece büyük şehirler değil, kasaba ve köyler de uyacak. Velhasıl sigara yasağının uygulanacağı yerlere köy kahvehaneleri de dahil. Senelerin tiryakisi bir dostumun ifade ettiği gibi, "Amerika gibi olduk vesselam."

Uzun seneler sigara içen, sonra aniden bırakan biri olarak bu tartışmaları bir kenardan izliyorum. Eski bir dostumun hakkında yazılıp çizilenleri okur gibi. Sigaraya yirmili yaşlarımda başladım, ODTÜ de öğrenciyken. O dönemde öğrenci olup, kitapları ve entelektüel tartışmaları sevip, zamanını kantinlerde geçirip de sigara içmeyen bir tek kişi bile hatırlamıyorum. Ekseriya bir kesif duman tabakası altında buluşur ve konuşurduk. Her şeyden evvel, paranın ve maddiyatçılığın hakim olduğu bir dünyada geleneksel bir paylaşımın sembolü idi sigara. Paketler ortaya konur, herkes oradan uzanır alır ya da birbirine ikram ederdi. Bununla beraber bir adabı vardı paylaşımın. Aldığın kadar vermen beklenirdi. Otlakçılar sevilmez, eleştirilirdi. Ama paketini çantasında ya da cebinde taşıyıp kimseye ikram etmeyenler de alırdı eleştirilerden nasibini. Sigara içmenin bir adabı vardı. Sessiz bir akit, asla yazıya dökülmeyen ama herkesçe bilinen ve önemsenen kaideler. Arada bazı asi ruhlu, kafa dengi ve kendileri de tiryaki olan hocalar çıkar, derslerinde sigara içmemize izin verirdi. Pencereleri açar, sigaralarımızı çaylarımızı alır, en yoğun, en entelektüel sohbetleri o derslerde yapar, en iyi onların derslerine hazırlanırdık. Sigaralı ortamlar bir anlamda özgürlüğün, bağımsızlığın, bireyselliğin imzası gibiydi. Türkiye nin tarihine damgasını vurmuş bir ODTÜ efsanesi vardı. O efsaneye yetişemesek de etrafımızdaki binalara, yollara, ağaçlara başka bir gözle bakardık. Ayrı ve ayrıcalıklı bir öğrenci dünyasının içinde olduğumuzu bilir, o daimi aşk ve isyan hallerini severdik. Steril hayatlardan hoşlanmaz, sağlıklı yaşam hevesinde olanlara dudak bükerdik. Bunu yapabilecek kadar genç ve gamsızdık demek o zamanlar.

Zamanla sigaranın hayatımdaki rolü değişti. Artık illa da sosyal hayatın içindeyken değil, tek başıma kaldığımda, yazıya çekildiğimde, bilhassa roman yazarken duyduğum bir ihtiyaç haline geldi. Uzun seneler kahve ve sigara yazdığım her romanda bana eşlik eden şaşmaz ikiliydi. Artık öyle bir hal aldı ki bu alışkanlık, sigarasız kahvesiz yazamayacağımı düşünür oldum. Bu yüzden Amerika ya gittiğimde, Boston daki Kadın Çalışmaları Kampüsü ne çekilip Araf ı yazmaya başladığımda, belki de ilk ciddi kültür şokumu yaşadım. ODTÜ den sonra benim gözümde üniversite sigara ile özdeşti. Keza yazmak da sigara ile özdeşti. Halbuki Boston daki bu kampüsün her köşesinde sigara yasak, yasak, yasaktı. Ne bir kantin, ne bir kafe, ne bir lokanta. Baktım herkes gayet memnun bu yasaktan. Ama benim gibi yaşlı dünyadan yeni dünyaya gelenler hariç. Kampüsteki tekmil Macarlar, Polonyalılar, Türkler, Araplar, İranlılar, Pakistanlılar, Hintliler, Almanlar, İtalyanlar, İrlandalılar... Sigarayı henüz bırakmamış ulusların çocukları olan bizler pek bir muzdariptik bu yasaktan. Garip bir milletlerarası sigara dayanışması doğdu böylece. Neler denedik sigara yasağını delmek için. Tavanlardaki duman dedektörlerini süpermarket torbalarıyla kapatıp, silikon yapıştırıcılarla yalıtmaktan, kapı altlarını havlularla sıkıştırıp, duman çeken tütsüler yakmaya kadar. Hiçbiri kâr etmedi. Sigaraya gulyabani muamelesi yapılan ortamlarda, en ufak bir duman bile anında fark ediliyor, kokuyor.

İtiraf etmeliyim ki sigara yasağı işe yarıyor. Bilhassa kapalı mekanlarda bir düzenlemeye nicedir ihtiyacımız vardı. Eski bir tiryaki olarak bunu kabul ediyorum. Ama bana sigarayı bıraktıran ne yasaklar, ne bu konuda bilinçlenmek oldu. Hamilelik, loğusalık, annelik... Kendiliğinden kesiliverdi sigara alışkanlığı. Gidiverdi. Sessizce.

 

20 Mayıs 2008

 

İzlenme : 4144
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us