. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Bir Batılı tasavvufu

 

Bir okurum, şöyle bir soru sormuş: "Batı toplumlarında son derece önemli tasavvuf araştırmacıları olduğunu, hatta başta Mevlânâ olmak üzere önemli mutasavvıfların eserlerinin bizden çok oralarda okunduğunu söylüyorsunuz. Ama bu araştırmacılar kim, isim isim bahsetseniz. Bir de şunu merak ediyorum. İslam çalışan Batılılar Müslüman mı oluyor sonradan? Olmuyorlarsa ne kadar anlayabilirler ki bu konuları?"

Bugünlerde bu katmanlı soruyu bir nebze olsun açmak için kıymetli bir vesile çıktı. Takip edenler bilir, İbn Arabi konferansının İstanbul ayağı geldi geçti. Geride birbirinden güzel tebliğler ve önemli sorular, tartışmalar bırakarak. Konferans çok önemli bir ilke imza attı ve farklı kültür, yaşam tecrübesi ve dillerden gelen insanları İbn Arabi nin eşsiz ve hudutsuz fikir mirası etrafında buluşturdu, tanıştırdı. Konferansın şüphesiz en önemli konuklarından biri William Chittick idi. Bu yazıda kısaca kimi Batılı tasavvuf araştırmacılarına değinmeye çalışacağım.

İslam konusunda ciddi önyargılar ve yanıltıcı genellemelerin sıklıkla telaffuz edildiği bir dünyada William Chittick in eserleri ve yaklaşımı apayrı bir duruşu simgeler. Tamamen birincil kaynaklarla çalışan Chittick, doktorasını 1974 te Tahran Üniversitesi nde Fars Edebiyatı alanında tamamlar. Gene bu ülkede kalarak hocalık yapar. Devrime kadar İran Kraliyet Felsefe Akademisi nde hocadır. Daha sonra vatanı Amerika ya döner. Ancak Farsça ile ilgisi kopmaz. Yirmi beşten fazla eser çevirir. İslam tarihi, felsefesi ve bilhassa tasavvuf üzerine yoğunlaşır. Rumi ve İbn Arabi hakkındaki eserleri Batılı okurların bu iki düşünürü çok daha iyi anlamasını sağlamakla kalmaz sadece, gerek toplumlar gerekse yüzyıllar arasında bilgi akışı sağlar. Chittick in eşi Sachiko Murata da önemli bir tasavvuf uzmanıdır. Taoizm ile tasavvuf arasındaki paralellikleri incelediği, evrensel arayışlara dikkat çektiği The Tao of İslam ve daha sonra kaleme aldığı İslam ın Vizyonu bilhassa bu alanda çok ses getirdi.

Şüphesiz tasavvuf çalışan Batılılardan bahsederken Annemarie Schimmel den bahsetmemek olmaz. İlk gençlik yıllarından son nefesine kadar tasavvuf ve dinler tarihi üzerine üretmeye devam eden bu kıymetli kadın araştırmacının on beşe yakın eseri Türkçeye çevrildi. Toplam elliden fazla eseri var.

Gelelim Mevlânâ yı çeviren ve sevdiren iki önemli isme. Bu alanda iki farklı yaklaşım var. İnanç ekseninde bakanlar ile edebiyat ekseninde bakanlar. İkinci gruptakilere en iyi örnek Coleman Barks olsa gerek. Mevlânâ yı daha çok bir şair, bir dil üstadı olarak ele aldı ve bilhassa Batılı okurları düşünerek İngilizceye çevirme gayreti içinde oldu. Öte yandan Reynold Nicholson daha dolaysız bir çeviri sundu. Kendi sesini daha az kattı işin içine, daha saydam bir dil çıktı ortaya. Bu iki farklı yol bugün kendi sevenlerini yarattı. Mevlânâ yı Barks tan okuyunca başka, Nicholson dan okuyunca başka görüyorsunuz. Bu çeşitliliği bir çelişki olarak değil, kaçınılmaz bir farklılık olarak anlamaktan yanayım. Son tahlilde aslında her araştırmacı ve her okur kendi Mevlânâ sını görüyor aynı metinlerde.

Okurun son sorusunu ele alalım. Hayır, İslam çalısan Batılı araştırmacılar illa da Müslüman oluyor diye bir genelleme yapamayız. Böyle bir beklenti içinde olmak bana pek de doğru gelmiyor. Anlattığı konuyu küçümsemeden, özenle ve dikkatle ele alan o kadar çok Batılı akademisyen ve yazar var. Bunlar başka başka dinlerden gelebildikleri gibi, bir kısmı agnostik. Kimin, neyi ne kadar derinlemesine bildiği ve anladığı öyle dışarıdan dayatılmış kimliklerle, şablonlarla anlaşılacak bir mesele değil. Keza bu konularla zerre kadar ilgilenmeyen ya da kaba genellemelerin ötesine geçemeyen ne kadar çok "buralı" araştırmacı var. Önemli olan kalp gözlerimizin açık olması. Kalp gözlerimizin ne kadar açık olduğu. Gerisi laf-ı güzaf.

 

27 Mayıs 2008

 

İzlenme : 3942
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us