. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Herhangi bir ermiş

 

İnsan ne zaman kitap okur? Bol bol "boş" zamanı olunca mı? Keyfi, neşesi, rahatı ve parası yerindeyken mi? Yoksa insan, zamansızlığa, parasızlığa, yasaklara ve imkânsızlıklara rağmen mi okur aslında? Okumaya müptela olunca...

Bu hafta bir uluslararası seyahatin ayağında, Dubai´de buldum kendimi. Daha evvel gelmemiştim buraya. Pek de merak etmemiştim doğrusu. Ama gelir gelmez sizi sarmalayan hızlı ve hırslı bir enerji var ki, hissetmeden geçemiyorsunuz. Havaalanına adım attığınız noktada, bir an için de olsa, durup kalakalıyorsunuz.

Her ırktan, her milletten ve her dinden insanın koşuşturduğu ultra modern, göz alıcı bir yapı düşünün. Batılılar da pek çok etrafta ama bir o kadar dikkat çeken, Ortadoğu´nun ve Doğu´nun yüzleri. Bambaşka bir Babil Kulesi. Dillerin çeşitliliği. Japonya´dan, Çin´den, Hindistan´dan gelen yolcularla İrlanda´dan, Fransa´dan, Avustralya´dan gelen yolcuların yollarının kesiştiği kalabalık bir kavşak olmuş Dubai. Bir bilimkurgu filminin ortasında gibisiniz burada. Her şey hem tanıdık hem çok farklı.

Bu yüzyıl çok önemli bir gelişmeye tanık.

Dünyanın düşünce merkezleri Doğu´ya kayıyor artık.

Emirates uçağında dağıtılan dergiye dikkatle bakıyorum. İçinde edebiyat söyleşileri, roman analizlerine rastlamak şaşırtıyor beni. Havaalanında kitapçı stantlarını dolaşıyorum. Kendim de dahil dünyanın her yerinden yazarların eserlerine rastlamak bir başka hayret vesilesi oluyor. Demek ki zihnimde öyle bir imajı varmış ki Dubai´nin, sanatla ve kültürle, edebiyatla ve romanla çok da ilgilenmediklerine kanaat getirmişim uzaktan. Yürümeye devam ediyorum. Her yerde yaklaşan edebiyat festivalinin duyuruları var. Anlaşılan sadece bankacılık ve finans sektörlerinde değil, ekonomide ya da sporda değil, aynı zamanda kültür ve edebiyatta da atağa geçmek istiyor Dubai.

Büyük bir edebiyat çadırı kurulacak burada. Dünyanın her yerinden yazarlar ve şairler getirilecek. Ve halka binlerce kitap/roman dağıtılacak. Sonra insanlardan okudukları bu kitapları, başkalarına vermeleri istenecek. Durumu kendilerinden iyi olmayanlara.... Bu şekilde binlerce kitap el değiştirecek. Bir kitapseverden bir başkasına... İlk defa yapılıyor böyle bir şey. Ne kadar başarılı olur şu anda kestiremesek de ortada reddedilemez bir gerçek var: Roman, zannedildiği gibi, internet çağında albenisini yitiren bir sanat değil bu yüzyılda. Tam tersine, ortak bir dile, uluslararası bir köprüye dönüşüyor. Okumak bizi birbirimize bağlıyor. Okumak bizi birbirimizden haberdar kılıyor.

Dünya muazzam bir kültür yarışında. Bizler, Türkiye´de gencecik bir nüfusa sahip olduğumuz için şanslıyız. Değişime açığız. Geleceğe odaklıyız. Ama eğer kendi gençlerimizi ezberci bir eğitim sistemiyle zihnen dondurur, kitaptan ve kültürden uzak bırakırsak, bu yarışın ne yazık ki çok dışında ve gerisinde kalırız.

•••

Dubai´de havaalanında çok satan kitaplardan birine takılıyor gözüm: Ermiş.

1930´ların meşhur ekonomik krizi pek çok insan için kara bir dönüm noktası, kasvetli günlerin başlangıcıydı. Bu dönemde Amerika´da, binlerce kişi işsiz, çok sayıda aile evsiz kaldı. Yoksulluk ve umutsuzluk halka halka yayılırken, ortalama alım gücü hızla düştü. İlk bakışta kimsenin sanata ve edebiyata ilgisi kalmamış gibiydi. "Karnını doyurmak derdindeki insan, oturup kitap okuyabilir mi?" diyeceksiniz. İlginç olan, kriz zamanında pek çok kitabın okunma oranı arttı. Bazı romanlar elden ele dolaştı. Kısacası insanlar en dar zamanlarda bile okudu. İnsanlar hayal kurdu.

Bilhassa bir kitap var ki, 1930´larda üst üste baskı yaptı, satışları katladı. O gün bugündür de dünyanın en çok rağbet gören eserlerinden. Halil Cibran´ın kaleminden kült bir eser: Ermiş.

1923´te yayınlandığından beri tüm dünyada 9.5 milyona yakın satan bir kitap bu. Elvis Presley bu kitabı okuduğunda o kadar etkilendi ki, konserlerinde binlerce kopyasını dağıttı. 1968´in çılgın hippileri Çiçek Çocuklar, Ermiş´i yanlarından ayırmadı. 1970´ler, 80´ler, 90´lar boyunca hiç azalmadı Ermiş´in okurları. En nihayetinde 21. yüzyıla tüm dünyada tüm zamanların en çok satan kitapları arasında girdi.

Peki nedir bu kitabın sırrı? Öyle kalın bir kitap değildir Ermiş. Toplam 26 şiirden oluşur. Al Mustafa adında bir ermişin 12 sene süren gurbet yolculuğundan sonra, en nihayetinde evine dönüşünü, bu esnada halk ile arasında geçen konuşmaları aktarır. Konuşmaların konusu: Evlilik, aşk, hüzün, saadet, bilgelik, suç ve ceza, yasalar, akıl, dostluklar, inanç, ibadet, din ve ölüm... Ermiş bu konularda bilgece sözler eder halkına. Halk dinler, sorular sorar. Her soru yeni bir konuyu doğurur. Kaba hatlarıyla bu kadar basittir kitap. Gücünü basitliğinden ve evrenselliğinden alır. Bir anlamda şunu söyler: Herhangi biri olabilirsin. Ortalama ve sıradan. Sen de içinde bir ermiş taşımaktasın. Emek verirsen, onu açığa çıkarırsın.

1923´de yazılmış bir kitabı Dubai´nin ultramodern ortamında görünce düşünmeden edemiyorum. İnsana ve insanlığa dair en temel meseleleri konuşabilmek istiyor bu yüzyıl. Ve sadece insanlar değil, kitaplar da göçebe artık. Kitaplar da dünyayı dolaşıyor.

 

28 Mart 2010

 

İzlenme : 3047
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us