. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Etekli milletvekilleri

 

TÜRKİYE´de en sıkı, en sadık, en tutkulu kitap okurları kimlerdir sizce? Öğrenciler mi? Emekliler mi? Öğretmenler mi? Mühendisler mi? (Siz bakmayın herkesin onları roman okumaz zannetmesine, mühendisler edebiyat sever, gizlice.) Cevap ne o ne bu. Türkiye´nin en iyi okurları kadınlardır. Her yaştan, her demden. Eğer romancılığımız, Osmanlı´nın son dönemlerinden bu yana giderek artan bir ivme kazanabildiyse, eğer bugün bu kadar yeni yayınevi filizlenebildiyse, eğer bu sektör böylesine çeşitlenip genişliyor ise, biz bunu, büyük oranda kadınlara borçluyuz. Kim ne derse desin, hakikat budur.
Peki kadınlar okur düzeyinde gayet aktifler ama aynı şekilde yazılı kültürde temsil edilebiliyorlar mı? işte orası biraz karışık. Siz bakmayın kadın yazarların görünürlüğüne. Sayımızın artması elbette güzel ama tablonun tamamı bambaşka. Edebiyat ve yazın dünyası kat kat yaş pasta gibi. Üstten bakarsanız hakiki bir kadın-erkek eşitliği var zannedebilirsiniz. Pastanın altı alabildiğine farklıdır ama. Hâlâ ve ısrarla editörlerimizin, yayıncılarımızın, edebiyat eleştirmenlerimizin, köşe yazarlarımızın, kalemşorlarımızın, velhasıl yazılı kültürde sözü geçen, otoritesi olan kişilerin çoğu erkek, hep erkek.
Hâlâ ve ısrarla eleştirinin dili kadına gelince farklı, erkeğe gelince farklı. Ben hiçbir erkek yazarın, kabiliyeti ne olursa olsun, müstehzi tebessümlere, bedeninden veya görünüşünden ötürü alaycı ifadelere maruz kaldığını görmedim daha. Ama kadın yazarlar (hele bir de genç iseler) bol bol nasiplerini alırlar küçümsemelerden. Bıyıklar kesildi, moda değişti ama bıyık altından gülme refleksi hâlâ silinmedi.
Arada bazen çeşitli gazetelerde, dergilerde ya da kurumlarda kadınları süs bitkisi gibi görenler çıkıyor belki. Neyse ki bizler süs bitkisi olarak kalmıyoruz. Vitrinlerde durmak değil, salataya çeşni ya da ana yemeğe garnitür olmak değil, çınarlar gibi hür ve bağımsız gelişmek istiyoruz. Kendi ayaklarımız üzerinde. Köklerimiz toprakta, anneannelerimizin ninnilerinde, öykülerinde; başımız sonsuz semada, torunlarımıza bırakacağımız emanetlere layık olmaya çalışarak.
Edebiyat âlemi saklı bir ataerkillik içinde ise siyaset dünyası açık açık ataerkildir bu memlekette. Türkiye´de siyasetin yapısı hakkında herkes çok farklı şeyler söyleyebilir, düşünebilir. Ama ayan beyan ortada olan bir hakikat var ki kolay kolay değişmiyor. Bizde ta başından itibaren siyaset erkeklerin elinde. Söylemi, kuralları, enerjisi hep erkekler tarafından belirleniyor. Bu seçimlerde bu durumun düzeleceğini umduk. Mademki bu toplumun yarısı kadın, aynı oranı Meclis´te de yakalamak durumundayız. En az 275 kadın milletvekili! Doğru olan, doğal olan budur. Ancak o zaman toplumun dokusunun aynen temsil edilebildiğini söyleyebiliriz.
Meclis´te daha fazla etekli milletvekili görmek istiyoruz. Her görüşten. Her kesimden. Her yaşam stilinden gelen kadının bu önemli çatı altında özgürce fikirlerini söyleyebilmesi, hem kendi partisiyle uyum içinde ama gerektiğinde de partilerüstü yapılanmalarda hemcinsleri için çalışmasını arzu ediyoruz.
İlk bakışta bu seçimlerde az da olsa bir gayret, bir fark var. Bu kez partiler daha fazla kadın aday göstermiş durumdalar. Ancak bu adaylardan kaçı seçilebilecek, ayrı mesele. Acaba kaç aday seçilebilir şekilde ön sıralara yerleştirildi, bakmak lazım. Türkiye´de bir kadının siyasete girmesi zordur. Ama daha da zor olan siyasette yükselmesidir. Camdan duvarlar, şeffaf tavanlar var kadınların etrafında. Uzaktan görülmüyor olmaları orada olmadıkları anlamına gelmez. Kafasını az biraz çıkaran, merdivenin basamaklarını kendi başına tırmanmaya kalkan pek çok kadın er ya da geç o camdan tavanlara toslar.
Dikkatimi çekiyor. Aday gösterilen kadınların eğitim düzeyi ve birikimi hayli yüksek. Erkek adaylar için bunu aynı şekilde söylemek mümkün değil. Kadınlara farklı erkeklere farklı kriterler mi uyguluyoruz? Partilere göre kadın adayların oranlarına bakalım. Durum o kadar parlak değil. AK Parti´de bu oran sadece yüzde 14.2. En yüksek oran CHP´de, yüzde 20. MHP´de yüzde 12.4. BDP başka bir hayal kırıklığı yarattı. Sadece 13 kadın bağımsız aday olarak tanıtıldı.
Sene 2011. Türkiye artık yeni bir ülke. Bizler Meclis sıralarında yumruklaşan, birbirine hakaret ve küfür eden milletvekilleri görmek istemiyoruz artık. Hoyrat, hırçın ve kabadayı bir dil duymak istemiyoruz. Meclis´te farklı fikirlerin, değişik kimliklerin beraber ve uyum içinde çalıştıklarına tanık olmaktır arzumuz. Yeni ve demokratik bir Anayasa. Yenilenmiş ve kadınların daha fazla seslerini duyurdukları bir Meclis. Daha çok sayıda etekli milletvekili! Ve beraber yaşama sanatına canı yürekten inanan bireylerden müteşekkil bir toplum. Budur bizi geleceğe taşıyacak olan.

 

14 Nisan 2011

 

İzlenme : 2396
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us