. : Duyurular :  Elif Şafak resmi web sitesi: http://www.elifsafak.com.tr / Elif Şafak’ın twitter adresi: http://twitter.com/Elif_Safak / Facebook: http://www.facebook.com/Elif.Shafak
    Elif Şafak´la yeni kitabı ´Şemspare´yi konuştuk. Şafak, yeni bir romana başlamanın sancıları içinde sorularımızı yanıtladı. ´Bence bir Türk yazarın hiç ama hiç politikayla ilgilenmemek...Devamı >>

  Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, gö...Devamı >>



Yazılar
Sigaramın dumanı

Zihnimde fotoğraflar, yan yana. İki “entelektüel penahı” kafe, biri İstanbul’da biri New York’ta. Her ikisi de kalabalık alabildiğine, her ikisinde de insanlar birbirlerinin seslerini bastırabilmek için neredeyse bağırmak durumunda.

Sesler, yüzler, hatta jestler bile paralel. Konuşulan meseleler, yapılan yorumlar, ses tonları, hayret nidaları, bire bir aynı olmasa da alabildiğine benzer. Ama işte bir yere kadar benzerlikler. İstanbul’dan gelen fotoğrafta ince bir tabaka halinde yüzüyor duman. İşte bu New York’tan gelen fotoğrafta olmayan.

Malum, sigara karşıtlığı alarm verici boyutlara ulaştı ABD’de. Eskiden sigara karşıtlığı vardı, şimdi sigara-içen karşıtlığı gündemde. İçilen değil, içen büyüteç altında artık. Sorumsuz ebeveynliğin, bilinçsiz yurttaşlığın, cehaletin ve neredeyse uygarlık dışı addedilen ne varsa hepsinin toplamını bünyesinde barındıran kişi gözüyle bakılıyor tiryakiye. 1930’ların, 40’ların ve 50’lerin filmleri ile bugün bunları hâlâ izleyen seyirci arasındaki estetik kopukluk fark edilmeyecek gibi değil. Humphrey Bogart ekranda düşünceli düşünceli üflüyor sigarasını; hatta İngilizcede “Bogartlaşmak” diye bir fiil bile var, ama işte o kadar. Anti-sigara kampanyası Hollywood’u bile dize getirmiş durumda. Artık filmlerde sigara içene rastlanmıyor, kötü örnek olmasınlar diye.

Sigara nefreti Atlantik’in öte yakasına da ulaşmış durumda. Yakında Avrupa’da da ortak mekanlar ve kamu alanları tütün dumanından arındırılacak. Aynı dalganın Türkiye’yi vurması çok zaman almasa gerek. Biz bilhassa ifrat ve tefrit toplumu olduğumuz için, göz gözü görmez dumandan, katiyyen içilmez yasak hemşerim aşamasına hızla sıçrayabilme yeteneğine sahibiz. Süreçleri sevmeyiz, hani öyle aşama aşama gitmek tarzımız değil; bir gecede ilan edilen kararlar ve uygulamalarla değişir gündelik yaşamlarımızın pusulası. Hâl böyle olunca kulağım tetikte bekliyorum, ne zaman sürgüne gönderilecek sigara Türkiye’de de diye.

Bekleyeduralım, yakınlarda daha çok kültür ve sanat yazılarıyla tanınan Amerikalı aydın George Blecher imzalı ilginç bir yazı yayınlandı bu konuda. Blecher, uzun seneler boyu “zararlarını bile bile” sigara içen ve en nihayetinde bu mereti bırakan bir entelektüel olarak, şimdi zaman zaman eski günlerini özlediğini ve sigara-karşıtlarından nasıl illallah dediğini kaleme aldığı yazısını enteresan bir paragrafla bağladı: “Sigara içmek salt sağlık ile ilgili değil, aynı zamanda fanilik duygusuyla ilgili bir şeydi bizler için. Bir yanıyla kabullenmek gibiydi hayatımızın her aşamasını ve gidişatını kontrol edemeyeceğimizi, yani en nihayetinde, son tahlilde ölümlü olduğumuzu. Bugünün “sağlıklı beslen” bombardımanında ürkütücü bir şeyler var. Sanki tam da o mütevazı kabulleniş, o tevekkül kaybolan, sigara içen toplumdan aşırı sağlık düşkünü topluma geçiş aşamasında.”

Bense bu seneye kadar İstanbul’a geldikçe sigara içer, Amerika’ya dönünce bırakırdım. İçmeden roman yazamam, iki kelimeyi kağıt üzerinde buluşturamam sanırdım. Şimdi şimdi tersini yapmaya başladım, artık çoğunluğa değil azınlığa uyuyor tiryakiliğimin ibresi; Amerika’da içip, İstanbul’da bırakıyorum. Ne de olsa burada “tiryakiler”, orada “sigara içmezler” azınlıkta. Şimdilik...

 

20.02.2005

 

İzlenme : 3507
Geri Dönmek İçin Tıklayın
www.elifsafak.com.tr      :                                                         © 2006 - 2024 www.elifsafak.us